Soruyorum: Çeşitli ödüllere layık görülmüş dil kursları var etmek için tam olarak kaç kişiye ihtiyaç duyulur? Babbel’de, Berlin’deki ofisimizin bir katında birlikte çalışan yüzden fazla dilbilimci ile dil uzmanından oluşan bir ekibe sahibiz. Muhtemelen yeryüzünde bu kadar fazla dilin bir arada konuşulduğu çok az yer vardır. Rusça, Fransızca, Almanca, İngilizce ve Fince konuşan bir İtalyan’ın yanında İspanyolca, Portekizce ve İngilizce bilen bir Alman oturuyor. Ve hepsi de başka diller öğrenmeyi de sürdürüyorlar.
Bunu anlatmaktaki maksadımız Babbel’in birden fazla dil bilen onca insanı bir mekana sığdırabilmesindeki maharetini gözler önüne sermek değil elbette. Ortada çok daha ciddi bir hedef söz konusu: Yeni dilini mümkün olduğunca çabuk konuşmanı sağlayacak olağanüstü dil kurslarını hayata geçirmek — öylesine hızlı ki, geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırmaya göre, başlangıç seviyesindeki kullanıcılarımız bile iki ay içinde ortalama 15 saatlik bir çalışmayla yeni bir dili konuşur hale geliyorlar. Genellikle bunun için ihtiyaç duyulan zaman dilimi üniversitenin bir yarıyılına tekabül etmekte. Peki bunu nasıl yapıyorlar? Gel bir göz atalım.
1. Dil uzmanlarımız kurslara ana diline göre şekil verirler
Babbel uygulaması yedi dilde mevcut: İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Almanca, Portekizce, İtalyanca ve İsveççe. Bu yedi dilden hareket ederek, on üç dil arasından öğrenmek istediğin herhangisini seçebilirsin. Bu da doksanın üzerinde dil kombinasyonu demektir ki Babbel’in bunların hepsine kucak açması gerekiyor. Nasıl mı? Basit bir örnekle izah edelim: İngilizce bilen ve Almanca öğrenmeye çalışan biri, bring (getirmek) ve sing (şarkı söylemek) fiillerinin Almanca karşılığı olan bringen ve singen fillerini öğrenmede bir İspanyol kadar yardıma ihtiyaç duymaz. Zira aynı anlama gelen İspanyolca traer ve cantar fiilleri Almanca karşılıklarıyla hiçbir benzerlik taşımaz.
Babbel kurslarının her biri hazırlanırken, kullanıcılarımızın ana diline göre şekillendirilmesi her zaman ön plandadır. Zaten en azından bir dili — ana dilini — layıkıyla bildiğinden hareket ederek ustalaştığın dilbilgisi kavramları üzerine eklemeler yapıyor, bunları geliştiriyor ve seni yavaş yavaş yenileriyle tanıştırıyoruz.
2. Kursları seni bir an önce konuşmaya başlatacak şekilde tasarlarlar
Çoğunuz okulda yahut dil kurslarında “wish clause”ları öğrenirken şu örnekle karşılaşmışsınızdır: “I wish I were a fish in your dish.” Gerçek hayatta hiçbir işinize yaramayacak bu kullanım dilek cümleleriyle ilgili kuralların öğrenmesinde akılda kalması itibariyle oldukça faydalıdır — yüzünüzde oluşan tebessümden bunu anlamak mümkün. Yeni bir dil öğrenmeye çalışanlar eğitimleri esnasında böyle “tuhaf” örneklerle karşılaşsa da gündelik hayatında dükkânın birine girip o dilde bir şişe su istemek için çaba göstermeyi sürdürür.
Babbel’de, birinin yeterince su içmiş olmasının birinin tabağındaki balık olmaktan daha önemli olduğuna inanıyoruz, bu nedenle gramer ve söz dağarcığına gömülmekten kaçınıyor, gerçek hayattan alınma diyaloglara odaklanıyoruz. İlk kursun bitiminde kendini tanıtabilecek, nereli olduğunu, ne iş yaptığını, her nerede isen oraya nasıl vardığını anlatabilecek ve — hepsinden önemlisi — ne içmek istediğini söyleyebileceksin. Öyle ki, Türkçe okumaktan sıkıldıysan, buradan kendine yeni bir dil seçip hemen öğrenmeye başlayabilirsin. Diyelim ki İspanyolcayı tercih ettin. Yarın bu saatlerde bir tapas barda sangria sipariş et (eğer bunu kahvaltı zamanı okuyorsan da huevos rotos con papas fritas seçmeni tavsiye ederim — ¡te echo de menos, amigo!).
3. Kursları programına rahatlıkla uyacak biçimde oluştururlar
Yeni bir dil öğrenmemenin en yaygın mazereti, “zamanım yok” cümlesidir. Günümüzde insanlar oldukça meşgul. Günlük programın, Lego™ bloklarıyla yaptığın ilk kulen misali; toplantılar her an devrilecekmiş gibi üst üste binmiş. Görünen o ki biraz dinlenmeye ihtiyacın var. Ancak ara vermeden önce birkaç Babbel dersine ne dersin? Her biri sadece 10-15 dakikanı alır. Evden işe gidiş ya da işten eve dönüş yolunda, sakince öğle yemeğini atıştırırken veya yemek sonrası çay keyfi yaparken, kendine ayırmayı fazlasıyla hak ettiğin o zaman dilimlerinde sana eşlik eder.
4. Onlar güncelin peşinde olan ödüllü yenilikçiler
Babbel, satın alıp ve sonrasında okuyacağın (yahut bir daha eline almayacağın) bir kitap değil, güncelleme ve yenilemeler için de bir sonraki baskıyı beklemek zorunda değilsin. Ders esnasında temas ettiğin her şey maksimum verimi elde edebileceğin şekilde uyarlanmıştır. Bu senin bilerek yahut bilmeden yaptığın yardımınla gerçekleşebiliyor. Peki bu tam olarak ne demek? Ya çok sayıda öğrencinin belirli kilit noktalarda zorlandığını tespit ediyor ve bunu daha anlaşılabilir kılmak adına çalışıyoruz yahut bize mail göndererek sunduğun öneriler doğrudan dilbilimci ve dil uzmanlarımız tarafından inceleniyor. Hizmet işte budur! Ancak bu, işin oldukça küçük bir kısmı, öyle değil mi? Şurayı biraz kurcala, oraya ince bir ayar çek, hepsi bu kadar mı? Eğitim teknolojisinin seçkin beyinleri, Babbel’i inovasyonun en uç noktasına taşımakta — o derece ki, Fast Company dergisi tarafından 2016’ın eğitimde en yenilikçi şirketi unvanına layık görüldük.
5. Dersleri eğlenceli ve kolay hale getirirler
Hepimizde ikinci, üçüncü ve hatta dördüncü bir dil öğrenecek kapasite var. Ancak A noktasında sözlükleri açıp, B noktasına geldiğimizde bunu bırakarak yahut ilk konuşma hatamızın gelecekteki tüm girişimlerin habercisi olduğu fikrine kapılarak, bu yola yanlış başlıyoruz. Babbel çeşitli ve faydalı derslerle okuma, dinleme, yazma ve konuşma becerilerini geliştirecek az ve sık yaklaşımını uyguluyor ve böylece seni devam etmeye teşvik ediyor. Yeni kelimelerle dilbilgisi kurallarının uygun zaman aralıklarında tanıtılıp tekrar edilmesi, seni bunaltmadan süreklilik kazanmanı ve gün geçtikçe artan bir ilerleme kaydetmeni sağlamaktadır.
Babbel aplikasyonunun ekran dilleri arasında henüz Türkçe bulunmuyor, bu yüzden İngilizce olarak indirmeni öneriyoruz. Böylelikle mümkün olduğunca fazla dil öğrenme şansına sahip olacaksın. Örneğin, ekran dili olarak İngilizceyi seçersen, Almanca, Fransızca, Rusça ve İspanyolca dahil, toplam 13 dil öğrenebilirsin!